12 Haziran 2007 Salı

TÜRK SANAYİCİLERİ ve İŞADAMLARI DERNEĞİ - TÜSİAD Lal Design, Lal Soft, Lal Host, yazılım hizmetleri, tasarım hizmetleri, web sitesi, hosting hizmetle

TÜRK SANAYİCİLERİ ve İŞADAMLARI DERNEĞİ - TÜSİAD Ekonomik ve Mali İşler Komisyonu Bankacılık Çalışma Grubu “İpoteğe Dayalı Konut Finansman Sistemi: Ortaya Çıkabilecek Riskler – İnşaat Sektöründe Beklentiler” 26 Aralık 2005 Erdoğan BAYRAKTAR İnş. Yük. Müh. Toplu Konut İdaresi Başkanı Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneğinin Saygıdeğer Başkanı ve Üyeleri, Saygıdeğer Konuklar ve Basınımızın Değerli Mensupları, İpoteğe dayalı konut finansman sistemi ve inşaat sektörünün ilişkisi çerçevesinde, karşılaşılabilecek riskler konusunda düzenlenen bu seminere davetiniz için teşekkür ediyor, bu organizasyonun sağlayacağı yarara duyduğum inançla, TOKİ adına hepinizi selamlıyorum. Ülkemizde son dönemde yakalanan ekonomik istikrar ve Avrupa Birliği müzakere sürecindeki olumlu makroekonomik gelişme beklentileri, ülkemizde pek çok sektörün hareketlenmesini ve bununla birlikte gelişmiş ülkelerdeki birtakım sistemlerin ülkemizde de yavaş yavaş canlanmasını sağlamaktadır. Makroekonomik istikrar ile ülkemizde gelişmeye başlayan piyasaların başında, bugünlerde ekonomik gündemin başında yer alan ipoteğe dayalı konut finansman (mortgage) sistemi ile bu sistemin biraraya getireceği konut ve sermaye piyasaları yer almaktadır. Bu sistemin ülkemizdeki yasal altyapısının hazırlanmakta olduğu bu dönemde, sistemin uygulama aşamasında ülkemiz şartlarında nasıl işleyeceğini ve konut sunumunda gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmada sürdürülebilirliğin sağlanması yönündeki uygulamaları çok iyi inceleyip, değerlendirmek gerekmektedir. “Tapumu cebine koyayım” anlayışının egemen olduğu ve vatandaşların konut sahipliğini ekonomik bir güvence olarak gördüğü Türkiye’de, mortgage sisteminin iyi düşünülerek, ülkemizin karakterine göre adapte edilmesi gerekir. Sistemin yerleşmesinin zaman alması kaçınılmaz olup, bu sistemle, bugünden yarına, tüm vatandaşların kira öder gibi konut sahibi olabilecekleri yönünde bir beklenti oluşturmak da doğru değildir. Ekonomik gelişme ve piyasalardaki güven ortamıyla en yakın ilişkili sektörlerin başında yapı sektörü yer almaktadır. Bu sektör, imalat, demir-çelik, inşaat malzemesi, çimento, enerji vb. kendisine bağlı 200’den fazla alt sektörün harekete geçmesini sağladığından lokomotif sektör olarak anılmakta ve önemli bir istihdam kaynağı niteliğindedir. İnşaat sektörü konut, konut dışı bina ve altyapı yatırımlarından oluşmakta, konut yatırımları inşaat sektörü içindeki toplam yatırımın %60’ını, konut dışı bina yatırımları %20’sini ve altyapı yatırımları da toplamın %20’lik payını oluşturmaktadır. Sektörün GSMH içinde doğrudan payı ortalama yüzde 6 ve dolaylı payı ise yaklaşık yüzde 30’dur. İnşaat malzemesi ihracatı ve dış müteahhitlik hizmetleri ile birlikte değerlendirildiğinde ise bu sektör, ödemeler dengesine en büyük katkıyı sağlayan sektörlerin başındadır. Türk inşaat sektörünün, diğer sektörlerle karşılaştırıldığında ve son on yıllık (1995-2004) kümülatif büyüme oranlarına bakıldığında tüm diğer sektörlerin gerisinde kaldığı görülmektedir. İnşaat sektörü bu dönemde yüzde 14.7 oranında gerilemesine karşın, 2005 yılında yüzde 19-20 seviyelerinde büyüme oranıyla ekonomideki büyümeyi tetiklemiş ve tüm sektörler arasında ilk sırada yer almıştır. Ancak bu olumlu büyüme rakamının, ülkemizde bu sektörün 1993-2003 dönemindeki yaklaşık %22 oranında küçülmesini telafi etmediği görülmektedir. Zira, bu sektör, yapısı itibariyle ekonomiye paralel olumlu gelişmeleri gecikmeli olarak izlemekte ve yıllardır oluşan kayıplarını hızlı bir şekilde telafi edememektedir. Bu kapsamda, sektörde büyümeyi sağlayan en önemli belirleyici unsurun konut sektöründeki canlanma olduğunu görmekteyiz. Ülkemizde son dönemde izlenen makro ekonomik gelişmeler, özellikle Avrupa ve Amerika’da uzun yıllardır etkin bir şekilde uygulanmakta olan “ipoteğe dayalı konut finansman sistemi”ni (mortgage) gündemimize getirmiştir. Yapılan ekonomik tahminler, 2006 yılının ilk yarısında çıkması planlanan çerçeve kanun ile yasal altyapısı hazırlanacak ipoteğe dayalı konut finansman sisteminin, işlerlik kazanmasının ancak 2-3 yıl içinde olabileceğini göstermektedir. Çerçeve kanunun çıkması ile uygulamanın başlaması ayrı süreçlerdir. İpoteğe dayalı konut finansman sisteminin yasal hale gelmesi ile, gelişmiş pek çok ülkede izlendiği gibi, konut sahibi olmak kolaylaşacak, kayıtdışılık ortadan kalkacak, finans sektörü sağlıklı bir derinlik kazanacak ve özellikle konut yapımında planlamanın önemi artacaktır. Böylece; - imar planları, - ruhsat ve iskan izinleri, - sigorta, - ekspertiz ve - yapı denetimi gibi faktörlerin öne çıkacağı konut edinimi amaçlı kurumsal ve sürdürülebilir bir konut finansman sistemi süreci başlayacaktır. Bilindiği gibi, proje ve inşaat safhasındaki konutların dahil edileceği bu yeni sistemle, tasarruf sahiplerine sabit faiz ve değişken faiz seçenekli uzun vadeli kredi imkanları sunulacak, vade ve faiz sınırları piyasada belirlenecek, sistemden sadece imarlı yapıların faydalanması koşulu ile kayıtdışılık da sistemin oturmasıyla büyük ölçüde ortadan kalkmış olacaktır. Ancak, bugün ülkemizde yeni sistemin altyapısını oluşturan mevcut banka kredi sisteminin, esas ihtiyaç sahibi olan alt gelir grubundan çok, orta ve üst gelir gruplarının çoğunlukla yatırım amaçlı olarak satın almayı hedefledikleri gayrimenkule yönelik olduğu bilinmektedir. Bu anlamda ülkemizdeki mevcut uygulamalar, yurtdışında geniş kesimlerin başarıyla faydalandıkları uygulamalardan hedef grupları itibariyle farklılık arz etmektedir. Bugün için bankalarımızın vermiş olduğu krediler ise, fakirlerimizi, orta gelir grubunu, maaşla geçinenleri ev sahibi yapmaktan uzaktır. Sistemin başarılı olduğu ülkelerde, sistemin teknik altyapısı enflasyon ve faiz oranlarının düşük olması ve bu ülkelerin hane halkı gelir düzeylerinin kredilerden yararlanabilecek yeterlilikte olduğu kabulüne dayandırılmıştır. Oysa, ülkemizde durum farklıdır. Ayrıca, sistem içindeki vergi indirim ve muafiyetlerinin de, sistemin yine gerçek ihtiyaç sahiplerinden çok orta ve üst gelir grubu alıcılara, bazen de spekülatif amaçlı kullanıcılara hitap edebileceği daha muhtemel gözükmektedir. Dolayısıyla, bugün gündemimizde olan ipoteğe dayalı konut finansman sistemi, yeni bir konut üretimi finansmanı yöntemi değil, yeni bir konut edinme kredisi niteliğinde kalmaktadır. Bu noktada gerçek ihtiyaç sahiplerinin tasarruf ve ödeyebilirlik kriterlerine uygun konut edinimi ancak Toplu Konut İdaresi (TOKİ)nin uzun vadeli konut finansmanı konusunda önemli bir örnek ve teknik ve finansal bir altyapı niteliğindeki uygulamaları ile sağlanabilmektedir. Aslında Mortgage, TOKİ’nin halen uygulamakta olduğu uzun vadeli kredi sisteminin bir başka açılımıdır. Ancak TOKİ modelindeki en önemli fark, TOKİ eliyle üretilen konutların “sıfır” reel faiz öngörüsü ile, hedef grupların ödeme güçleri göz önünde tutularak değişik peşinat ve uzun vade alternatifleri kullanılarak satılmasıdır. Uygulamada konut alıcılarının aylık ödeme ve borç bakiyeleri, altı aylık memur maaş artış oranları, TEFE ve TÜFE oranlarının alıcıların lehine en düşüğü ile ayarlanmaktadır. Burada finansal yapı tüm unsurlarıyla ihtiyaç sahiplerine yönelik olarak kurgulanmaktadır. Dolayısıyla özellikle alt gelir grupları ve yoksullara yönelik uzun vadeli tek finansman uygulamasıdır. TOKİ’nin yoksullar ve dar gelirliler için ürettiği konutlar, ayda 100-200 YTL’den başlayan taksitlerle satılmaktadır. Saygıdeğer Konuklar, Sosyal devlet olmanın da bir gereği olarak ve özellikle Hükümetin hem Acil Eylem Planında hem de Hükümet programında yer alan planlı kentleşme ve konut üretimi programı kapsamında başlatılan konut seferberliği çalışmaları doğrultusunda TOKİ, DPT ve DİE tarafından ülkemizde 2.5 milyon olduğu tahmin edilen acil konut ihtiyacının %5 - 10’unu (yeni üretim + yenileme + dönüştürme tarzında) üreterek karşılamak hedefi ile konut üretim faaliyetlerini hızlandırmıştır. Hükümetin Acil Eylem Planında Sosyal Politikalar başlığı altında yer alan iki önemli madde ile; § “yerel yönetimlerle işbirliği sağlanarak kentlerimizdeki gecekondulaşmanın önlenmesi ve mevcut gecekondu alanlarının dönüştürülmesi”, ve § “dar gelirlilerin kira öder gibi kısa sürede ev sahibi olmalarının sağlanması” hedeflenmiştir. Bu tedbirler ile, · 2000-2001 ekonomik krizleriyle büyük kan kaybeden ve sürekli bir daralmaya giren inşaat sektörüne pozitif bir ivme kazandırılması, · ekonominin canlandırılması, · üretimin artırılması ve · işsizliğin azaltılması da amaçlanmıştır. TOKİ bu çerçevede, 2,5 milyon olduğu hesaplanan acil konut ihtiyacının yüzde 5 ile yüzde 10 kadarını üreterek; · Alternatif uygulamalarla konut üretiminin bir model çerçevesinde gerçekleşmesini sağlayarak, konut piyasasını disipline etmeyi; · Kalite, sağlamlık, ucuzluk gibi hususlara dikkat ederek spekülatif oluşumlara mani olmayı; · Özel sektörün gitmediği ihtiyaç bölgelerinde konut üretmeyi; · İhtiyaç sahibi ve alt gelir grubu vatandaşlarımıza ulaşarak, kira öder gibi uzun vadelerde ev sahibi olmalarını sağlamayı; · Ülke nüfusunun ülke coğrafyasına dengeli bir biçimde dağılmasını temin etmeyi; · Belediyelerle işbirliği yaparak gecekondu dönüşümlerini gerçekleştirmeyi ve böylece; Düzenli kentleşmeye katkı yapmayı hedeflemektedir. TOKİ’nin başlattığı konut seferberliğinde öncelik; sosyal konut politikasının temeli olan “piyasa koşullarında konut sahibi olamayanların desteklenmesi”, yoksullara, dar ve orta gelirlilere ulaşarak, onları cüzi taksitlerle, kira öder gibi ev sahibi yapmak olarak belirlenmiştir. TOKİ, bugün itibariyle ulaşmış olduğu konut üretim rakamı ile (78 il ve 174 ilçede, 405 şantiyede toplam 153.387 konut), 3 yılda ülkemizde emlak piyasasının canlanmasına vesile olmuş, TOKİ tarafından üretilen sağlam ve kaliteli konut çevreleri, özellikle alt ve üst yapısı (gerekli tüm sosyal donatılar ve rekreasyon alanları) ile birlikte, ülkemizdeki konut talep anlayışının gelişmesini sağlamıştır. TOKİ, artık kamuoyunca da yakından izlendiği gibi; vatandaşın yastık altı birikimi adını verdiğimiz tasarruflarını sistem içine çekerek, uygulamalarıyla piyasada belli bir güven ortamının oluşmasını sağlamakta ve böylelikle ekonomik sistem içinde konut sektörü ile ilgili diğer sektörlerdeki yatırımların da canlanmasına katkı vermektedir. Sektörün arz tarafını oluşturan inşaat sektörü için, bu noktada, şunu vurgulamalıyız: Ülkemizde özellikle 1999’da Marmara Depremi ile ortaya çıkan tablo, insanımızın depreme karşı daha duyarlı olmasını sağlamış ve bununla birlikte konuta olan talebin ve bunu karşılayacak konut arzının yeniden biçimlenmesine neden olmuştur. Öyle ki, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımız artık konut satın alırken ödenebilirliğin yanısıra konutun depreme karşı güvenli olarak üretilmiş olduğuna ve sağlıklı çevrelerde yer almasına öncelik vermektedir. Bu durum, gayrimenkul sektöründeki tasarım anlayışını da değiştirmiş; şehir planlama anlayışından imar planları ve mimari projelerdeki detaylara kadar tüm süreç yeniden ele alınmış; destekleyici yasal düzenlemelerle planlı kentleşme, konut üretimi ve kentsel dönüşüm projelerinin önü açılmıştır. Örneğin, Belediyeler Kanunu, İmar Kanunu, Kat Mülkiyeti Kanunu, Tapu Kadastro Kanunu, Afet Kanunu, Toplu Konut Kanunu gibi yasal düzenlemeler bu sürece entegreli olarak gerçekleştirilmektedir. TOKİ, bu sürece uygulamalarıyla büyük katkı vermiştir. İnşaat sektöründe özellikle TOKİ’nin oluşturduğu model uygulamalar dönüşüm ve yeni yerleşim uygulamaları gibi modellerin de etkisiyle belediyelerimiz ve inşaat firmaları büyük çaplı projelere başlamışlardır. TOKİ’nin söz konusu uygulama süreci ülkemizde gecekondu yapımına olan yönelmeyi de kıracaktır. Halen, ülkemizde Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu kadar geniş kapsamlı ve büyük montanlı gecekondu dönüşüm projeleri TOKİ öncülüğünde başlatılmış ve başarıyla sürdürülmektedir. Bugün itibariyle, 35 Belediye ile yaklaşık 30.000 konutluk gecekondu dönüşüm uygulaması başlatılmıştır. 2005 yılının Haziran ayında yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 184. maddesinde yapılan değişikliklerle, ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıranlara getirilen hapis cezası, plansız yapılaşma ve gecekondulaşmanın önüne ciddi bir set çekmiştir. Ayrıca, inşaat ve konut sektörünü canlandıran bir yenilik de TOKİ tarafından başlatılan gelir paylaşımı uygulamalarıdır. Yatırımları için bütçeden pay almayan TOKİ, bilimsel ve modern dünyanın gerektirdiği anlayışla, faaliyetlerini kendi kaynağını üreterek sürdürmektedir. Özellikle Büyükşehirlerde katma değeri yüksek kıymetli arsalarımızı en iyi şekilde değerlendirmek üzere hasılat paylaşım projeleriyle kaynak geliştirme çalışmaları yürütmekteyiz. Hasılat paylaşım projeleriyle, şehirlerimizde prestijli alanlar oluşmasına katkıda bulunan TOKİ, özel sektörle etkin bir işbirliğini de yakalamıştır. Ayrıca bu uygulamalarla; · en modern yapı teknolojileri ve tekniklerinin geliştirilmesi ve kullanılması, · modern planlama ve projelendirme ile çağdaş konut alanlarının oluşumu ve · müteahhitlerin gelişimi sağlanmıştır. Hasılat paylaşım modeliyle 3 yıl içinde İdareye yaklaşık 3 milyar YTL. gelir kazandırılacaktır. Oluşturulan bu kaynakla, alt ve orta gelirli vatandaşlara yönelik konut projeleri finanse edilmektedir. Faaliyetlerini hazineden pay almadan yürüten ve kendi kaynağını kendi yaratan TOKİ; 3 yılda başlatılan 153.000 konutla; · Toplam yatırım maliyeti 7 milyar YTL olan yatırım başlatmış; · Toplam inşaat yatırımı olarak 3 milyar YTL. civarında ödeme yaparak ekonomiye kaynak aktarmış; ve · inşaatlarında doğrudan ve dolaylı olmak üzere 600.000 kişilik de istihdam sağlamıştır. Konut inşaatçılığının istihdam katsayısı en yüksek yatırım türü olduğu hesap edilirse TOKİ’nin çalışmaları daha iyi değerlendirilecektir. Sayın Konuklar, Bugün ülkemizde mortgage sistemine geçiş öncesinde, sistemin temel birimlerinden olan bankacılık sektörü ve konut kredilerine göz attığımızda; 2005 yılında yaklaşık 6 - 7 milyar YTL. hacminde konut kredisi kullandırıldığı, kredi kullananların sayısının 15 bini aştığı ve dolaşımdaki konut kredilerinin büyük çoğunlukla orta-üst ve üst gelir grupları tarafından kullanılan krediler olduğunu görmekteyiz. Oysa, gelişmiş dünya uygulamalarında, ülkelerin kurumsal konut finansman sistemi daha alt gelir gruplarını da içine almaktadır. Bu noktada, düşük maliyetli konut üretimi ve sunumu anlamında gerçek hedef kitlelere ulaşmada, bir kamu kurumu olarak TOKİ’nin uygulama modeli, örnek niteliğindedir. Ülkemizde son dönemde görülen konut talebi artışı, bankaların konut kredilerine konu konutların satış fiyatlarında önemli bir yükselmeyi de beraberinde getirmektedir. Bu durum, özellikle büyük kentlerdeki kira düzeylerini de etkilemektedir. Bu durumun mevcut ekonomik koşullarda bir süre daha devam edeceği düşünülebilir. Bu çerçevede inşaat sektöründe önümüzdeki dönemde nitelikli konut sunumu ile alt ve orta gelir grubuna yönelik konut üretimi ve kentsel yenilemeye yönelik konut üretimi önemini koruyacak olup, konut üretiminin sürekliliğinin sağlanması, zaman içinde piyasadaki konut fiyatlarının giderek erişilebilir ortalama bir düzeye gelmesi yönünde olumlu bir katkı sağlayacaktır. Bu noktada, TOKİ’nin ülke genelinde hızla sürdürdüğü toplu konut uygulamaları, kamu eliyle konut ediniminin sağlanması anlamında sektörde hem öncü, hem örnek, hem de piyasayı düzenleyici nitelikte olacaktır. TOKİ tarafından oluşturulan konut arzı, ülkemizde ipotekli konut finansman (mortgage) modelinin oluşturulmasına önemli bir katkı verecek, TOKİ’nin uzun vadeli, fiyat seviyesine endeksli şekilde gerçekleştirdiği konut kredi modelinin sürekliliğinin sağlanması, ipotekli konut finansman modelindeki ikincil piyasa ayağının geliştirilmesi açısından da büyük önem taşıyacaktır. Bununla birlikte, inşaat sektörünü arz ve talep boyutuyla en çok etkilediği görülen ipotekli konut finansman (mortgage) sisteminin kısa ve orta vadede ulaşamayacağı alt gelir grubu ve yoksullar için TOKİ uygulamaları önemini koruyacak, bu uygulamalar getirdiği kalite, sağlamlık, ucuzluk gibi kriterlerle spekülatif oluşumlara da engel olacaktır. Bu şekilde geniş kesimlerin kaliteli konuta olan talepleri artacaktır. Ülkemizde konut arzının bu çerçevede yeterli ve nitelikli seviyeye ulaşması ve istikrarlı ekonomik ortamın devam etmesi ile bugün itibariyle gerçek değerlerin üstüne çıktığı görülen gayrimenkul sektörü değerlerinin normal düzeye gelmesini de sağlayacaktır. Mortgage sisteminin yasal altyapısını oluşturan bahse konu Kanun, kurumsallaşma süreci açısından oldukça önemlidir. Sistemin yasal ve teknik anlamda genel kaidesini oluşturan bu Kanunun çıkması ile uygulamanın işler hale gelmesi sürecinde yurt içi ve yurt dışı fonların oluşması ve aktif hale getirilmesi yönünde olumlu bir pozisyon da yaratılmış olacaktır. Zira, gelişmiş ülkelerde ipotekli konut finansman sistemlerinin başarılı olarak işlemesine imkan veren, ülkelerin mali yapılarının ipotek kredilerini finanse edecek ölçüde yeterli kaynağa sahip olmasıdır. Mortgage sistemi, ülkemizde birincil pazar dediğimiz gayrimenkul pazarının iyi işlemesi ile uzun vadeli krediler için tedavül hareketini hızlandıracak likit bir ikincil piyasanın oluşmasını sağlayacaktır. Bu çerçevede, söz konusu Kanunun çıkmasının hemen akabinde yapılacak kurumsal nitelikteki ikincil düzenlemeler sistemin işlerliği öncesinde bahsettiğimiz tüm bu unsurlar göz önüne alınarak dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. TOKİ’nin, alacak portföyü yapısı ve büyüklüğü, uygulamada kullanılan endeksli kredi modeli, uygulama performansı ve bugünkü yetkileri itibariyle ikincil düzenlemelerde etkin bir role sahip olması büyük önem arz etmektedir. TOKİ olarak, en çok konut üreten kurum olmamız nedeniyle Mortgage sistemiyle ilgilenmek, sistemin içinde olmak zorundayız. Konuşmama son verirken; hepinizi tekrar saygıyla selamlıyor, sektöre katkıda bulunanlara ve bu organizasyonu düzenleyen Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneğine teşekkür ediyorum.

Eski zamanlardan beri insanlar kendilerini özel hissetmek ve kendilerine yakışan, uyan kıyafetler diktirmek için hep terzileri tercih ettiler. Çünkü terzilerin işciliği her zaman özel, özenli, farklı ve değerliydi.
Laliz.biz'i özenle çalışan bir terziye benzetelim. Ama öyle bir terzi ki, size beklediğinizden fazlasını veren bir terzi.
Hayal edin, Dünyanın en kaliteli kumaşları, usta terzilerin el emeği ile sizler için yeni tasarımlarla buluşuyor ve eşsiz giysilere dönüşüyor.
Bir düşünün!!!

Sizin ölçülerinizi iyi analiz edip ve değerlerinizi sizi daha iyi anlamaya çalışıyoruz. Edindiğimiz bu bilgi ve değerler ışığında sizi en iyi şekilde temsil edecek çalışmalar ortaya koyuyoruz. Yani bir terzi titizliğinde, size en yakışan elbiseyi dikiyoruz.
İşte Laliz.biz ekibi bu felsefeyi kendisine yol edinmiş, gideceği yönü ve ulaşmak istediği noktayı bilen yenilikçi, tecrübeli, dinamik, lider, atak, sürekli gelişmelere açık, zamanın ruhunu taşıyan, tasarımlarına önem veren, kararlı ve hedef odaklı çalışan bireylerden oluşmaktadır.

evden eve nakliyat, evden eve, evdeneve kargo, evden eve kargo, evdeneve, nakliyat, kargo, taşımacılık, şehirlerarası evden eve nakliyat, ayazoğlu evden eve, ayazoğlu, rıfatoğlu evden eve, rıfatoğlu evdeneve, rıfatoğlu evdeneve

Lal Design, Lal Soft, Lal Host, yazılım hizmetleri, tasarım hizmetleri, web sitesi, hosting hizmetleri, ahmet kater, alan adı tescili ve tüm web sitesi çözümleri sunar. ayrıca e-bülten ebülten ve banner tasarımları yapar. flash sitelerini de unutmamak lazım. web sitesi deyince lal design ı tercih etmelisiniz. www.islertikirinda.com www.laldesign.net www.lalsoft.net www.lalhost.net www.laliz.biz www.lal.web.tr www.oburada.com arkadaşlık sitesi dating sitesi www.ilkbilensizolun.com haber portalı kurar, e-ticaret siteleri ve web sitesi yönetim panelleri kurar. web sitesi yönetim paneli www.laliz.biz sitesi altında. ayrıca haber portalları da inşa eden lal design ın yaptığı çalışmaları görmek için www.laldesign.net sitesini ziyaret ediniz. web reklamlarında da lal design internet hizmetleri yine yanınızda. web sitenize admin mi lazım, o zaman bizi arayın, yani lal design internet hizmetleri. lal design internet hizmetleri bir laliz.biz kuruluşudur. laliz.biz şirketler grubuna bağlı diğer bir şirket de www.lalhost.net yani lalhost.net lal host hosting hizmetleri windows ve linux tabanlı sunucuları ile yüksek hızlı güvenli hizmeti sizlere sunuyor. ayırca yine www.laliz.biz laliz.biz şirketler grubuna bağlı diğer bir şirket de www.lalsoft.net lalsoft.net lal soft müşterilkerine web tabanlı yazılım çözümleri sunar. yani www.laliz.biz laliz.biz şirketler grubu tam teşekküllü web hizmetleri sunmanın gayreti ile yatırımlarına devam ediyor.

Hiç yorum yok: